Hani “zurnanın zırt dediği yere geldik” denir ya…!Santraller konusunda sanırım oradayız…!

                Muslu ve Çatalağzı’nda yapımı düşünülen ve izni alınan termik santraller Çatalağzı ve Muslu belediye başkanlarını en sonunda tedirgin etti.. Yöre halkı ise hala duyarsızlığını koruyor..

                Belediye Başkanı Adnan Akgün öncülüğünde santrallerin bölgeye vereceği zararları bu bölgede yaşayan halka anlatmak ve karşı kamuoyu oluşturmak amacıyla 27 Temmuz Pazar günü yapılan toplantı oldukça gergin başladı..

                Gerginliğin sebebi ise Çatalağzı ve Muslu belediye başkanlarının geçmişte yaşannalara duyarsızlığı ve takındığı tavırlardı..

                Toplantının içeriğine girmeden bir konunun altını kalın çizgilerle çizmekten yanayım.. Her iki belediye başkanı da yaptıkları konuşmalarda aynı benim gibi bir konunun altını özellikle (ancak ters yönde) çizdi ve bu tartışmaların yersiz ve zaman kaybı olduğunu anlatmaya çalıştı..

                Neydi bu konu; geçmişte yapılan yanlışlar.. Çatalağzı ve Muslu’da Eren Enerjiye ait iki santralin, hatta Çates’in özelleştirilmesinde geçmişte yapılanları nedense her iki başkanda konuşmaktan ısrarla kaçındı..

                Geçmişin tartışılmasından neden kaçınılır? Geçmişte yapılan yanlışlar ortaya konulmadan, sebepleri, yapanları belirlenmeden, ileriye dönük çalışmalarımızda aynı yanlışların yapılma şansı daha çok artmaz mı?

                Bu durumda geçmişte yaşananlar sonuna kadar ve acımasızca tartışılmalıydı… Bu konunun kapalı geçilmeye çalışılması toplantının hemen başında tansiyonun yükselmesine sebep oldu..

                Bende geçmişte yapılanların tartışılmasından, yapılan yanlışların ortaya konulmasından, varsa suçluların bu mücadelede devre dışı kalmasından yanayım...

                Çatalağzı Çevre Koruma Derneği (ÇAÇEV) Başkanı Kadir Orhan santral yapım süreci konusunda bundan sonra neler yapılacağı konusunda doğru bilgiler verdi..

                Hemen peşinden kürsüye gelen Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün  konuşmasının başında geçmişe duvar örüp, “geçmişi değil, geleceğe dönük tartışmalıyız” dedi..

                Muslu Belediye Başkanı Sabahattin Adıyaman ise toplantıda en çok tepki alan kişilerin başında geldi.. Daha önce yazmıştım, (Halk Yoksa Başarıda yok..! 16 Temmuz) Sabahattin Başkan üzerindeki söylentilerden kendini kurtarması gerek.. Çünkü eğer halkın önüne geçmek istiyorsan özellikle bu konularda üzerinde şaibe olmayacak ki halk sana güvenebilsin..

                Tema il Temsilciliği üyesinin Muslu Belediye Başkanı Sabahattin Adıyaman’a dönük küçük bir eleştirisi Adnan Akgün’ün tekrar söz olmasına sebep oldu ve Akgün; “arkadaşlar sevgili dostlar biz buraya kavga etmeye gelmedik, dün dünde kaldı, önümüze bakacağız, yok o yaptı yok bu yaptı, böyle bir şey yok geleceği tartışacağız, Eğer geleceği tartışmayacaksak çekip gidelim buradan” diye çıkışması gelecek fırtınanın habercisiydi sanki..

                Oda hemen peşinden geldi zaten…!

                Çatalağzı sorunlarını yakından takip ettiğini bildiğim, Almanya’da yaşayan Karaelmas Haber Sitesindeki köşesinde zaman zaman Çatalağzı ve bölgenin bu sorunlarına değinen Hayati Yılmaz’ın söyledikleri ise toplantıda gerginliği hat safhaya çıkardı..

                Hayati Yılmaz ne dedi..! “Bu günü konuşuyoruz, şu televizyon Eren’in, pazaryeri Eren’in, bu havuz Eren’in burada toplantı yapıyoruz bu bir çelişkidir” Daha sonra da zaten konuşturulmadı, mikrofon kapatıldı, tartışmalar eşliğinde oda kürsüden indi..

                Hayati Yılmaz’ın anlatmak istediği şuydu, hani bilirsiniz bir sarı öküz hikayesi vardır.. Eren enerjinin bölgeye yaptığı santrallerle zaten sarı öküz verilmiş… Sarı öküzü vereni bir bulalım, çünkü suçlu o..!…

Aynı zamanda Eren Enerji çevreye verdiği zararların üzerini örtmek için bazı işler yaparak yörede yaşayan insanların gözlerini boyarken, çevreye verdiği zararları dile getirecek ve tepki verecek yerel yönetimlerinde elini kolunu bağlanıyor, bu yapılanlar bölge insanına verilen bir rüşvettir.. Eğer rüşveti alıyorsan ve daha da bu gibi rüşvetleri istiyorsan, bu durumda zehirlenmeye katlanacaksın…

Ancak Hayati Yılmaz doğru şeyler söylemesine rağmen, sakin olabilseydi bence yaşadığı bölgeye daha faydalı olurdu diye de düşünüyorum..

Toplantının ilerleyen dakikalarında ise konuşmacılar ileriye dönük çalışmaların neler olabileceği hakkında görüş bildirdiler..

Pusula muhabiri İlknur Yılmaz yapılan tartışmaları Adnan Akgün’e sordu.. Başkan Akgün bu konuda çeşitli görüşlerini anlattıktan sonra Hayati Yılmaz ile ilgili çok acımasız ve doğru olmayan bir beyanda bulundu..  “O arkadaşı gale almıyorum, böyle bilgisayarda Almanya’dan bize küfür etmekle bu işler çözülmüyor, eleştiri getirmeyeceksin, aksiyoner olup çözüm üreteceksin..”

Hayati Yılmaz’ın bölge sorunlarıyla ilgili yazdığı yazıların tamamına yakınını okumuş biri olarak içlerinde katıldıklarım, doğru dediklerim yanında şöyle olabilirdi dediğimde olmuştur.. Ancak değil belediye başkanına yöre insanıyla ilgili yalanına, küfür ve hakaretine hiç ama hiç rastlamadım..

Kanaatim şudur ki; Adnan Akgün bu açıklamasıyla kendini küçük düşürmüştür..

Toplantının sonraki bölümlerinde CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpçu’nun bölge ve yapımı düşünülen santrallerle ilgili Enerji bakanına verdiği soru önergesini  bölge halkına anlatması anlamlıydı.. Yaptığı toparlayıcı konuşması ise akılcıydı..

Daha sonra kürsüye gelen Deniz Yavuzyılmaz’ın bölgede referandum önerisi, tüm Zonguldak’ta yerel yönetimlerce kesinlikle yapılması gereken önemli bir çalışma olacağını düşünüyorum… 

                Sonuç olarak, toplantı ilk olması açısından oldukça önemliydi ve bu tip toplantılarda yaşanan tartışmalar kaçınılmazdır ve olmalıdır.. Katılımın düşün olması kimsenin moralini bozmasın başlangıçlar böyledir.. Kimse endişe duymasın daha sonraki toplantılarda bu sayı artacaktır. Santrallere karşı yapılacak birliktelikte her siyasi görüşten insanlar olmalıdır ancak, birlikteliğin asla siyasi kimliği olmamalıdır.. Santraller sorunu sadece Çatalağzı ve Muslu’da yaşana halkın sorunu değil, tüm Zonguldak, hatta Bartın ilinde yaşayanların da  sorunudur..  O nedenle tüm belediye başkanları bu toplantıları kendi bölgelerinde de örgütlemek zorundadır..

                Termik takvim belli..  6 Ağustosta Muslu, 7 Ağustosta Çatalağzı’nda.. Her iki belediye başkanı bu tarihlerde yapılacak olan ÇET toplantılarında bölge insanının tepkisini iyi örgütlemek zorundadır.. Aksi durumda zaten yakalarından yapışmış “termik ölüm” şiddetini daha da arttıracaktır..

                TURGUT GÜVEN