CHP'de delege seçimlerin öncesinde özellikle Merkez İlçe de yanlış kararlar alınmamalıydı. Dilerseniz neler yaşandığını kısaca hatırlatayım.
Seçim takvimi açıklanıp delege seçimlerinin mahallelerde sandık kurularak yapılması fikri ortaya atıldığında Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun (23 Temmuz) “partililerden gelen talepleri dikkate alacaklarını ve Partililerimizin bana inanmalarını ve güvenmelerini istiyorum” dedi.
Bu açıklama yapıldığında Uzun'un özgür iradesiyle verdiği karar olduğunu ancak kendisine bunu yaptırmayacaklarını yazmıştım.
Kısa bir süre sonra endişem gerçek oldu. “Partililerden gelen talepleri dikkate alacaklarını” söyleyen Uzun değilde sanki bir başkasıydı. Uzun 16 Ağustos tarihinde basına yaptığı açıklamada ise bir önceki açıklamanın tam tersini söylüyordu.
Açıklama “Merkez ilçe yönetimi olarak yaptığımız toplantıda delege seçimlerimizin 23- 24 Eylül 2017 tarihlerinde merkez ilçe binamız da 30 Eylül -01 Ekim tarihlerinde de belde binalarımıza sandık kurularak yapılmasına karar verilmiştir.” şeklindeydi.
Bu açıklamaya delege seçimlerinin mahallelerde yapılmasını isteyen parti üyeleri topladıkları imzayı CHP Genel Merkezine ulaştırdılar. Noter kanalıyla il ve Merkez ilçe başkanlıklarını uyardılar.
Merkez ilçe Başkanı Ebru Uzun “üyelerden gelen bu talebi dikkate alacağız” demesine rağmen, bu kez “imza toplayanlar parti üyesi değildirler ve üyelerimizi rahatsız ediyor ” diyerek resmen çamura yatıyordu.
Gelişmelerin tartışıldığı günlerde CHP Genel Merkezi bir genelge ile delege seçimlerinin muhtarlık sınırları içinde yapılmasını tüm ilçe örgütlerine bildirdi.
İl Başkanı Ahmet Altun genelgenin emredici hükmüne rağmen “genelge tavsiye niteliğindedir” diyebildi..
Bayram öncesinde ise işin renginin öyle olmadığı görülmüştü. Milletvekili Şerafettin Turpçu ilçe başkanlıklarında katıldığı bayramlaşmalarda ilçe örgütlerini uyarıyordu. Turpçu “delege seçimlerinin “talep olduğunda” mahalle sınırları içinde yapılmasını” istiyor, “bunun yapılmaması durumunda delege seçimlerine itiraz edildiğinde o ilçede seçilmiş delegelikler iptal edileceğinden ilçe kongresi yapılamayacağını” söylüyordu.
Parti tüzüğü ve yönetmeliği, ayrıca yayınlanan genelgeler ve özellikle son genelgede kesin hüküm var. Oda şu “ Muhtarlık Bölgesi Delegeleri ve Parti içi Ön seçmen seçimleri “ yerlerini ve tarihlerini planlarken, söz konusu mahallenin seçim yerinin kendi mahalli sınırları içinde olmasına dikkat edilmesini “ diyor.
Genelde de Turpçu'nun dediği gibi “talep edilmesi halinde” diye bir ibare yok. Talep edilse de edilmese de delege seçimleri muhtarlık sınırları içinde yapılacak. Zonguldak'ta merkez ilçe dışında hiç bir ilçe de üyelerin imzalı beyanları yok. Şimdi Kilimli, Kozlu ve diğer ilçelerde delege seçimleri üye talebi yok diye mahallelerde değil de ilçe binasında yapılırsa biri çıkar buna itiraz eder ve o ilçede yapılan delege seçimleri Turpçu'nun da dediği gibi iptal edilir. Üye talebi yoktu onun için ilçe binasında yaptık savunması iptali engelmemez ben uyarmış olayım. Delege seçimleri merkez ilçede mahallelerde, diğer ilçeler de ilçe binasında yapılamaz.
Ve dün 5 Eylül'de Merkez ilçe yönetimi çok zor da olsa basına aşağıdaki açıklamayı yapmak zorunda kaldı.
“ CHP Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun, merkez ilçe başkanlığı olarak talepleri dikkate aldıklarını ve sandıkların mahallelerde kurulmasına karar verdiklerini açıkladı.
Sandıkların merkez ilçede mahallelerde kurulacağını belirten Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun, “Üyelerimizden gelen talepleri dikkate alarak hassasiyetle bu süreci değerlendirdik. Mahalle temsilcilerimizle de yaptığımız görüşmeler sonucunda da bir çok mahallemizde sandık kurmaya karar verdik.”
İnsan sormadan edemiyor! 16 Ağustosta alınan ve kamuoyuna açıklanan karar, dün bu açıklamayı yapan Uzun ve yönetime ait değilmiydi? Söz konusu karar alınırken üyelerin imza toplandığı ve delege seçimlerinin mahallelerde yapılması talebi kendilerine ulaşmamışmıydı?
Açıklamada kısa da olsa hiç bir yetkisi olmadığı halde diğer ilçelerinde ne yapacağına değinilmiş. Bu merkez ilçenin görevi değil. Her ilçe genelge doğrultusunda hareket etmek mecburiyetindedir. Ayrıca açıklamada “Genel Merkezimizden son gelen genelgede tavsiye niteliğinde” ifadesi çevir gazı yanmasın durumudur.
Merkez ilçe başkan ve yönetimi bir yanlıştan geri dönmüştür. Keşke bu süreç yaşanmayıp ortam gerilmese amaca ulaşmak için her yer mübah anlayışı egemen olmayıp parti içi demokrasiç işletilmiş olsaydı.
Dilerim yaşananlar tüm yöneticilere ders olur. Çünkü tüzük ve yönetmeliğin açık hükmüne, olmadı üye talebine rağmen, Merkez İlçe Başkan ve Yönetimine yanlış karar aldılaranlar ne yazıkki ortada yoktur. Yaşananlar karşısında itibar kaybedenler de ne yazık ki Merkez ilçe Başkan ve yönetimi olmuştur.
Yanlıştan dönmek doğru davranıştır, erdemdir. Ancak bu ikilem kararı alan kişilerin itibarını sarsacağı gibi en büyük zararı partiye vermiştir. CHP ülkenin en eski partisidir. Bu ülkeyi kuran partidir. Ülke kuran partide yıllar içinde sistem oturmuş ve parti içi demokrasi tüm kurallarıyla çalışıyor olmalıdır.
Parti içi demokrasi çalıştırılmadığında üye aynen merkez ilçe de olduğu gibi her yerde devreye girmeli ve tepkisini göstermelidir.
Alınan doğru karar üyenin başarısıdır.
TURGUT GÜVEN
Yayın Tarihi: 07.09.2017