9 Eylül Türkiye için en önemli tarihlerden biridir, aynı zamanda bir dönüm noktasıdır. Mustafa Kemal ve arkadaşları 9 Eylül 1923 de Cumhuriyet Halk Partisini kuruyor 50 gün sonra 29 Ekim 1923 te ise Cumhuriyeti ilan ediyor.

            Ve CHP 95 yıllık koca bir çınar ve ülkenin kurucu partisi. CHP ideolojisini kendisine ilke edinmiş, kurtuluşu bu ilkelerde gören, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk sevgisini yüreğinde yaşatan ve her zaman taze tutan yoldaşlarımın bu anlamlı gününü kutluyorum.

            Her CHP üyesinin geçmişte yaşanan 94 yıllık tarihini, özellikle kuruluş yıllarını, ümmet toplumunda “kul” olmaktan, laik, demokratik bir Cumhuriyette “yurttaş” olmaya geçişteki süreci iyi okuyup anlamaları gerekir.

            Ne yazık ki, CHP'yi bu süreci bilmeyen anlamayan kişiler yönetiyor. Bir Genel Başkan düşünün ki “Ben Dersimli Kemal'im” desin. Aynı Genel Başkan Cumhurbaşkanlığı koltuğuna “Ekmelettin İhsanoğlu” gibi Atatürk düşmanı birini önersin. Hangisini sayayım ki. Kısa ve öz Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi emperyaist bir projenin figüranlarıdır. Görevleri CHP'yi yok etmektir.

            Örgütler ise acınacak haldedir. Parti tüzüğü ve yönetmeliği hiç birinin umurunda değildir. Kafalarındaki doğru bildikleri yanlışı birinin çıkarı için uygulamak, ipleri kendilerini o koltuğa oturtanların elinde kukla durumundadır bir çoğu.

            Günlerdir Zonguldak'ta Merkez İlçe Başkan ve Yönetimine dolayısıyla tüm ilçelere Tüzük ve Yönetmeliğe, ayrıca genel merkezden gelen genelgelere uygun delege seçimi yaptırtmak için çaba sarf ediyor, yazıyoruz yetmiyor, söylüyoruz olmuyor.

            Amacımız şu, hiç bir yere aday değiliz, hiç bir adayı desteklemiyoruz, sadece tüzük ve yönetmeliğe uygun seçim yapalım istiyoruz. Zaten bu koşullar sağlandığında, parti içinde tüzüğe ve yönetmeliğe uygun seçim yapıldığında, üyelerin seçimlere katılımı artacak, ortaya kalite çıkacaktır. O kalitenin içinde bu gün yönetime hileli bir delege seçimiyle gelmiş olanların tekrar seçilemeyeceği kesindir. Yönetimlerde bununanların korkuları bundandır.

            Açık ne net yazayım anlaşılsın. Bu gün Merkez ilçe yönetimi meşru değildir. Çünkü hileli bir delege seçimi sonrasında göreve getirilmişlerdir. Eğer göreve başladıklarında hileli seçimi organize edenleri kesin ihraç talebiyle disipline verip partiden arttırmış olsalardı yaptıkları doğru ve haklı doğru olurdu. Hileli seçimlerin yapanların bir kısmı ne yazık ki halen merkez ilçede yönetici konumundadır.

            Merkez ilçe Başkanı Ebru Hanım açıklamalarında üyelerin işte bu şaibeli yönetime güvenmesini istiyor.

            Bu gün 95. yaşını kutlayan ülkenin en eski partisi CHP'de sistem oturmuş ve saat titizliğinde işliyor olması gerekmiyor mu? Gelin görünki hala ayak oyunları yapanlar ne acıdır ki eline verilen talimatı kendi görüşü gibi sunan Ebru Hanım parti içinde demokrasi talep edenleri hizipcilikle ve şov yapmakla suçlama seviyesizliğini gösteriyor. Hizip kelimesinin ne anlama geldiğini bilmeden üstelik.

             Bakınız Merkez İlçe Başkanı Ebru Hanım “5 Eylül 2017 saat 17:00 ‘’Delege Seçimleri’’takviminin seçimlerin yapılacağı yer, saat ve sandık görevlilerinin genel merkeze bildirilmesinin son günü idi. Merkez İlçe yönetimi olarak kararımızı alıp genel merkeze bildirdik” diyor.

            İyi güzel! Şu anda Zonguldak Merkez İlçede seçimlerin tarihi, yeri ve saati hatta görevlilerin isimleri dahi belli değil mi? Peki bunu üyelere neden açıklamıyorsunuz.? Alınan kararı üyenin bilme hakkı yok mu?

            Yine Ebru Hanım 5 Eylül de yaptığı açıklama da “ “ Merkez ilçe başkanlığı olarak talepleri dikkate aldıklarını ve sandıkların mahallelerde kurulmasına karar verdiklerini” açıkladı. 

            Aynı Ebru Hanım 7 Eylül de “Merkez İlçe Yönetimi olarak 19 mahallemizin temsilcileri ile görüşerek, (mahalle temsilcisi falan yok bu koca bir yalandır) mahallenin şartları ,sandık güvenliğinin sağlanması başta olmak üzere bir çok konuda konuşarak hiçbir huzursuzluğa mahal vermeyecek şekilde (mahallelerde güvenlik sorunuda Ebru Hanımın uydurmasıdır)  19 mahallemizin 10 tanesinde sandık kurma kararı almış bulunuyoruz. 9 mahallenin sandığı parti binamıza kurulacak ve seçimler yine iki güne yayılarak yapılacaktır. “ buyurdular.

            Bu davranış 95. yılını kutlayan bir partinin İlçe Başkan ve yönetimine yakışmaz. CHP İlçe Başkan ve Yönetimleri özgür iradesiyle şeffaf ve açık kararlar alarak, açıklar ve uygularlar. Eğer aldığın kararı bile kamuoyuna taksitler halinde açıklıyorsan, alınan karardan sen bile hoşnut değilsin toplumu alıştırarak karara razı ediyorsun demektir. 

            Ben bu kararın merkez ilçe kararı olduğuna inanmıyorum. Perde gerisinde inatla durup üyenin karşısına bu isteklerle çıkamayanların Merkez ilçeye aldıldığı bir karardır. Merkez ilçe şu anda “denileni yapıyor” durumdadır.

            Ebru Hanım 7 Eylülde “19 mahallenin 10 da sandık kuracağız” kararını 5 Eylülde yaptığı açıklamada neden söylemedi. “Parti tüzüğü ve Yönetmeliği, olmadı genel merkezden gönderilen genelgeler, mevcut mahallelerin yarısında sandık kurun diğer yarısında keyfiniz bilir mi” diyor. Bu kadar önemli ve hassas konunun iki gün sonra açıklamanın mantığı nedir? Ebru Hanım açıklama yaptığı sayfada yer mi kalmadı. Ayıptır, bu davranışın dilimizdeki karşılığı sahtekarlıktır.

            AKP'li politikacılarda ülkede aynı bu tatiktiği uygular. Halkın yayarına olmayan bir yasayı çaktırmadan en az tepki alacak şekilde taksitle açıklarlar. Bu davranış o partide politika yapanlara yakışır mı bilemem ancak CHP İlçe Başkan ve Yönetimlerine yakışmaz.

            Şu ifadede ki açizliğe, seviyesizliğe bakarmısınız “5 Eylül günü saat 16:55 ‘de eski il başkanımız Sayın Halil Furat ve Kozlu İlçesi üyemiz Sayın Deniz Yavuzyılmaz parti binamıza gelerek mahallelerde sandık kurulması ile ilgili topladıkları imzaları bize teslim ettiler. ”

            Deniz Yavuzyılmaz'ın bu partide bir sıfatı yok mu? Yavuzyılmaz sadece Kozlu ilçesinin üyesi mi? İnsanları sıfatlarını yok sayarak üye nazarında itibarsızlaştırma girişimleri size seviyesizlik olarak geri döner bilesiniz.

            Ebru Hanım devamında ise “ Daha önce kamuoyuna çarşaf çarşaf listelerle pozlar verilmiş 900 üyenin 700 küsürünün imzasının alındığı beyan edilmiştir. Daha önceki açıklamamda da söylemiştim yineliyorum bu 700 küsür imzanın akıbetini hala bilemiyoruz. Diyor.

            Yalan dolan sahtekarlık bizlerde olmaz. Ebru Hanım'ın bu tipleri görmek için etrafına bakması yeterlidir. Rehberimiz parti içi demokrasidir. Ebru Hanım “tüzük ve yönetmelik dışında hileli seçim yapmak için kollarını sıvamış, taraf olmuş biridir”. Tekrar aday gösterilmesi için her şey mubah anlayışı ile çalışmaktadır. Böyle bir başkan ve yönetimine üye imzaları teslim edilemez. Tarafsız bir kurul oluşturulduğunda imzaların verileceği daha önce zaten açıklanmıştı. Ebru Hanım üye imzalarını görmek istiyorsa bunun yolu ve yöntemi bir şekilde bulunur da, imzaları gördüğünde yüzünün alacağı şekilden sanırım kendisi de memnun olmayacaktır.

            CHP 95.yaş gününde bu konuları tartışmamalıydı, parti içi demokrasi, tüzük ve yönetmeliğe uygun seçimler yapmak için uğraş vermek söz konusu bile olmamalıydı. Bu olumsuzlukları yaratanlar asla CHP'li olamaz, olsa olsa 9 Eylülü anlayamamış yönetimleri hileli delege seçimleriyle işgal edenler olabilir.

            CHP'yi bu işgalden sadece üyelerinin duyarlılığı ve harekete geçmesi ile kurtulacaktır. Eksik olan da bu dirençtir.

 

            TURGUT GÜVEN 

 Yayın Tarihi:09.09.2017