Zonguldak CHP il “danışma toplantısı” Cumartesi günü (28.01.2017) Genel Maden İşçileri Sendika salonunda yapıldı.

                Bu toplantının adını “danışma toplantısı” koyan kişileri parti tüzüğü ve yönetmeliği bir kez daha okuyup danışma toplantılarının nasıl yapılacağını öğrenmeye davet ediyorum.

                “Korkunun ecele faydası yoktur” sözü düşünüldüğünde derin anlamı vardır. Danışma toplantılarından kaçmak, şeklini değiştirmek, yapmış gibi göstermek ne yazık ki sonucu değiştirmeye yetmiyor.

                Ülke gündemini ve gelecek günlerde neler yaşayacağımızı film şeridi gibi aklınızdan bir geçirin. Sonrada hep birlikte sesli düşünelim.

                Çok önemli bu günlerde üç kez ertelenen il danışma toplantısı yapmaya hiç mi hiç gerek yoktu. Ülke gündemi işaret edilerek danışma toplantısı referandum sonrasına ertelenebilirdi. Bu açıklama yapılarak danışma toplantısı ertelense inanın kimse tepki göstermez, anlayışla karşılardı.

                Referandum sonrasında geniş bir zaman diliminde il ve ilçelerde yaşanan sorunlar enine boyuna tartışılır, herkes kucağındaki taşları dökerdi. Ama olmadı en zor olanı yapıldı.

                Toplantının anayasa değişikliğinin konuşulduğu bölümü gerekli ve faydalıydı. Ondan sonraki bölüme ise “üyeye danışmaktan kaçma” demek daha doğru olur.  

                Danışma toplantılarına parti içi demokrasi açısından bakıldığında çok önemli bir yer tutar. Sorunların konuşulması, gelecek günlerde aynı hataların yapılmamasını sağlar. Bu toplantılar aynı zamanlar ileriye dönük politikalarda parti üyesinin de katılımını sağlar. Partide otokontrol sistemini kurar. Yönetimleri disipline eder.

                Bu nedenle aklı başında bir yönetim danışma toplantılarından kaçmaz. Aksine sürekli hale getirip birlikte yönetmeyi kendine ilke edinir.

                Yönetimler gelecek eleştirilerden çekindikleri için bu toplantıları yapmaktan özellikle kaçınmaktadır.  Örneğin ilçe başkanlarından biri milletvekillerinin mazeretleri nedeniyle ayrıldıkları için yarın kalan danışma toplantısından sonra “ sıramızı savdık” diyebilmiştir.

                Yönetimlerin bu toplantılardan kaçma düşünceleri aslında bulundukları ilçe ve İli doğru yönetmediklerini bilmelerinden kaynaklanmaktadır. Yoksa bu toplantıları yapmaktan neden kaçınsınlar. Doğru işler yaptığını bilen yönetimler bu toplantılardan hiç kaçar mı?

                Danışma toplantıları aynı zamanda parti içi sorunların tartışıldığı ve çözüm yollarının araştırıldığı yerlerdir. Bu toplantılara başka illerin milletvekilleri davet edilmesi bence doğru olmaz.

 Şöyle düşünün, evinizde eşiniz ve çocuklarınızla aile sorunlarını konuşurken, kapı ziliniz çalıyor ve komşunuz geliyor. Bu durumda aile sorunlarınızı tartışır mısınız? Doğal olarak komşunuzla mahallenin sorunlarını konuşmaya başlarsınız.

Parti yönetimine gelene kadar demokrasiyi dilinden düşürmeyenlerin yönetici olduktan sonra “çakmışım demokrasiye” demelerini anlamak mümkün değil. Örgütler bu kısır döngüden bir an önce kurtulmalıdır. Çünkü parti içi demokrasiden uzaklaşmanın hiçbir kişiye faydası olmamıştır olması da mümkün değildir.

Geçmiş dönemlerde milletvekilliği yapanların tümü parti içi demokrasiden uzaklaştıkları için bu gün eski milletvekili olmuşlardır.

Danışma toplantıları da aynı bu örnekteki gibi başka illerin milletvekilleri önünde ilçe ve il yönetimlerinin sorunlarının tartışılması doğru olmaz. Çünkü yapılan tartışmalara misafirler karşısında belki de en çok bu ilin milletvekillerini zorda bırakır.

Toplantının sonunda salondaki üyelerin aldatılmasına ise gereksizdi. Hele hele bir yöneticinin “çok kar yağıyor ilçelerden gelenlerin dönmeleri zor olur” demesine ise hiç gerek yoktu.

Demokrasi herkese lazım.! Çok anlamlı bir sözdür değil mi?

Toplantı sonrasında işte bu gerçeği bir kez daha gördük.

Şöyle ki; 28 ay il başkanlığı yapmış bu süre içinde ne kendisine bağlı ilçelerde ne de başkanı olduğu ilde bir kez bile danışma toplantısı yapmamış birinin uygulamaya isyan etmesiydi. Söyledikleri doğruydu ancak o salonda bu sözleri söyleyecek en son kişide ne yazık ki kendisiydi.

Bu isyana görev yaptığı ilçeleri sinsi ve asılsız gerekçelerle karıştırmakla ünlü bir ilçe yöneticisinin danışma toplantılarında sorunların konuşulmasına “hep kavgamı edeceğiz” gözüyle bakmasıydı.

Bence işin özü şudur!

Cumartesi günü GMİS salonunda yapılan toplantı üye danışma toplantısı değil “anayasa değişikliği bilgilendirme” toplantısıdır. Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpçu, Ünal Demirtaş ve il başkanı Ahmet Altun ve il yönetiminin parti üyelerine bir danışma toplantısı borcu vardır.

Nokta.

 

TURGUT GÜVEN

NOT:  31 Ocak’ta, Ankara’da önemli bir toplantı var. ÇATES’in yeni sahibi Bereket Holding’in 660 MW’lık ilave santral başvurusunun İnceleme Değerlendirme Kurulu (İDK) toplantısı Çevre ve Şehircilik Bakanlığında yapılacak. Zonguldak’taki çevreci dostlara ve halkımıza duyurulur.