Karadeniz Ereğli, sadece tarihi M.Ö. 2500 yıllarına uzanan çok eski bir kent değildir; Ereğli, aynı zamanda, Anadolu uygarlıklarının, binlerce yıla yayılan bir kesişme noktasındadır da. O kadar ki, Yunan mitolojisinin en çarpıcı olaylarının yaşandığı kentler arasında Ereğli'de vardır.

 

HRİSTİYANLARIN GİZLİ İBADETHANESİYDİ

Cehennemağzı Mağaraları Zonguldak Ereğli İlçesi, İnönü mahallesinde bulunmaktadır. Bu bölge Antik dönemin ‘Acheron Vadisi’ olarak bilinmektedir.

Ereğli Müzesi’ne bağlı ören yeri olarak faaliyet gösteren Cehennemağzı Mağaraları yan yana sıralanmış üç mağaradan oluşmaktadır. Birinci mağara, iki bölüm halinde düzenlenmiştir. Birinci bölümde, zemin orijinal bitki ve geometrik motifli mozaik ile döşelidir. İkinci bölümün doğu duvarında küçük bir apsis açılmıştır ve önünde kademeli basamaklar bulunmaktadır. Çok eski bir Hıristiyan kilisesi olan bu mağara, Hıristiyanlığın yayıldığı ilk yıllarda gizli ibadet yeri olarak kullanılmıştır.

İkinci mağara, yol kenarındaki 10-12 metre yükseklikteki yamaç üzerinde bulunmakta ve yöre halkınca Koca Yusuf mağarası olarak adlandırılmaktadır. Yamaç üzerinde yer alan dar bir girişten geçilerek 3 basamaklı dikey bir merdiven yardımıyla inilen mağara, 1,5 km dağın içine doğru devam etmektedir. 1960’larda tavandan düşen bir kaya yolu kapattığından, ancak 350 metre kadar derinliğe gidilebilmektedir. İnsan elinden çıktığı taşçı kalem izlerinden anlaşılan mağara, yaklaşık 400 m2’lik bir alanı kaplamakta ve iki fil ayağı ile desteklenmektedir.

Üçüncü mağara, yüzölçümü bakımından en geniş olanıdır. Zemini taban suyu ile kaplıdır. İnsan eli ile yapılan mağara birinci ve ikinci mağaralara su sarnıcı görevi görmüştür.

 

CEHENNEMAĞZI MAĞARALARININ TARİHÇESİ

İnsanın doğaya karşı yenilmez dayanma ve saldırma gücünü simgeleyen Herakles’e (Herkül) Kral Eurystheus tarafından verilen on iki görevden sonuncu ve en güç olanı, Cehennem Köpeği Kerberus’un, hiçbir ölümlünün bir daha geriye dönemediği Ölüler Ülkesi’nden (Hades) kaçırılmasıdır. Herakles, Altın Post’u aramak üzere yola çıkan Argo Gemicileri ile birlikte Ereğli’ye gelir ve Hermes ile Athena’nın da yardımıyla Kerberus’u yeryüzüne çıkarır. Eurystheus’un Kerberus’u gördüğünde çok korkması üzerine, Herakles onu tekrar Ölüler Ülkesi’ ne bırakır. Herakles’in Kerberus’u kaçırmak üzere Ölüler Ülkesi ’ne indiği yer Cehennemağzı Mağaralarıdır.

 

Karadeniz Ereğli, sadece tarihi M.Ö. 2500 yıllarına uzanan çok eski bir kent değildir; Ereğli, aynı zamanda, Anadolu uygarlıklarının, binlerce yıla yayılan bir kesişme noktasıdır da. O kadar ki, Yunan mitolojisinin en çarpıcı olaylarının yaşandığı kentler arasında Ereğli'de vardır.

Hemeros, ünlü eseri İlayada'da, Ereğli'yi de içine alan Zonguldak kıyılarının ünlü Troya (Truva) savaşlarına (M.Ö. 1200) katılan gönüllü Anadolu askerlerine de yurt olduğunu anlatır. Yunan mitolojisinin en çarpıcı öykülerinden olan Herkül'ün (Herakles) Cehennemin kapısını bekleyen üç başlı canavar köpek Kerberos'u yakalaması öyküsü de Ereğli'de geçmektedir. Yunan mitolojisine göre, Cehennemağzı Ereğli'dedir.

Bu mitolojik açıklamadan binlerce yıl sonra, 1829'da yanan taşların ya da maden kömürünün Ereğli'de bulunması cehennem çağrışımı açısından ilginçtir.

 

HERKÜL’Ü YERALTINA SOKAN GİZEMLİ MASKE EREĞLİ’DE!

Ereğli, adını Herkül'den almıştır. Heracles'in ölüler ülkesi'ne indiği zaman karşısına çıkan Kerberos ise ölüler ülkesi'nin bekçisidir. Yaşayanların içeri girmesini engeller, ölü ruhların da dışarı çıkmasına izin vermez. Herkül, Kerberos'u yeryüzüne çıkardığında salyasının toprağa düştüğü yerlerde zehirli bir bitki olan Akonit (haşhaş) yetişmeye başladığı söylenir. Kimileri bu otu Kaplanboğan olarak isimlendirir. Ancak Olimpos tanrıları Athena ve Hermeias, Hades'ten çaldıkları görünmezlik maskını Herakles'e vererek ölüler ülkesi'ne görünmeden girmesini sağlarlar. (Acheron vadisinde yapılan kaçak kazılar sonucunda insan yüzüne oturan mermer bir mask bulunduğu anlatılır. Bu maskın 1980'li yıllara kadar Karadeniz Ereğli'de yaşlı bir vatandaşın evinde bulunduğu anlatılır.)

 

İLYADA’NIN ESERLERİNDE EREĞLİ ve CEHENNEMAĞZI MAĞARALARI

Olimpos tanrıları dünyayı bölüştüğünde Homeros, İlyada'da şu satırlara yer verir. Posedion konuşur; "Dünya üçe bölündü, üçümüz de aldık payımızı, kura çekildi, köpüklü deniz düştü bana. Sisli karanlıklar ülkesi düştü Hades'in payına."Hades, ölüler ülkesinin tanrısıdır. İsmi görünmez anlamına gelir. Hades, ülkesinden hiçbir zaman dışarı çıkmaz ve diğer tanrılar gibi eğlencelere katılmaz. Yalnız yılda bir sağlığını kontrol ettirmek için Olimpos dağına Paian tanrıya gider. Argonautlar seferine katılan yarı tanrı Heracles, Acheron'a geldiğinde; Theseus'u kurtarmak için ölüler ülkesine girer ve arkadaşını kurtararak Kerberosu da yeryüzüne çıkarır. Homeros'tan yaklaşık yüz yıl sonra dünyaya gelen (M.Ö.8.yy) Antik Çağın ilk şairi Hesiodos ise Kerberos'u; "Ekidna azgın bir canavar daha doğurmuş, adı dile alınmaz Kerberos'u Hades'in o tunç sesli, elli başlı, o aman vermez yırtıcı köpeğini" diye anlatır. İlkçağın en önemli iki kehanet merkezinden birinin bu mağaralar olduğu bilinmektedir. Diğeri ise Yunanistan’ın Delphoi kentindedir. Bir başka söylenceye göre, ehir tekfurunun kızı, hizmetkarı olan gence âşık olur. Birlikte evden kaçarlar ve Cehennemağzı Mağaraları’ndaki kız-oğlan odasına saklanırlar.

 Cehennem zebanisi de dışarıdan gelecek tehlikelere karşı onları korur. Mağaraya giremeyen tekfur, kızına ve genç hizmetkarına “taş olun” diye seslenir, kız ve oğlan taş kesilir. Cehennemağzı Mağaraları’nın birincisi olan ve Kilise Mağarası olarak da bilinen mağara içindeki sütunlar, sütun başlıkları, mozaik döşeme ve kandil yuvaları, mağaranın paganizmin egemen, Hıristiyanlığın ise yasak olduğu dönemde, ilk Hıristiyanlarca gizli ibadet merkezi olarak kullanıldığını göstermektedir. Bu mağara içinde bulunan kalıntılar, Erken Hıristiyanlık döneminin izlerini taşıyan motiflerle süslüdür.

KAYNAK: DERGİM - 92 sayfa renkli baskı, lüx laklı (kabartmalı) kapak.... Her kütüphanede olması gereken bir araştırma dergisi.

Abone olmak isteyenler: 0539 611 67 35